
ALTINHAYAT

REHABİLİTASYON

VELİ BİLGİLENDİRME

Otizm nedir?
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar. otistik çocuklar genelde öğrenme ve algılama bozukluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülsede zeka seviyeleri normal olan otostik çocuklarda vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, otostik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta bir zorluk çekerler. Bir annenin doğum sonrası çocugunun özürlü olma oranı % 2 dir. otostik olma ihtimali % 0.5 ' tir. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir
Otizmin karakteristik özellikleri nelerdir?
Otizmin özellikleri şiddet ve seviyesi kişiden kişiye değişmekle birlikte, genel olarak aşağıdakileri içerir:
1- Dil gelişiminde ciddi gecikmeler.
2- Sosyal ilişkileri anlamakta ciddi gecikmeler.
3- Duyusal tepkilere kapalılık.
4- Zihinsel işlevsellikte dengesizlik.
5- Etkinlik ve ilgilerde sınırlandırmalar
Otistik çocukların ortak özellikleri
1- Göz kontağı kurmazlar. Gözlerinize baksalar bile kısa sürelidir veya sizden uzaklara bakıyormuş gibidirler.
2- Huzursuz görünürler.
3- Sözel veya sözel olmayan (yüz ifadesi gibi) birtakım ifadelere tepki vermeyebilirler.
4- Bazıları birtakım ses, koku, ışık veya dokunuşa aşırı hassastırlar.
5- Bazıları ise sıcak, soğuk veya herhangi bir acıya karşı oldukça duyarsızdır.
6- Etraftaki birtakım değişikliklere stresli bir tepki gösterirler.Bazı çocuklar ev veya oda düzenlerinin bozulmasına karşı aşırı tepki gösterirler.
7- Rutin olarak görmeye ve yapmaya alıştıkları şeyleri severler. Zihinlerinde yaşadıkları ortamın bir haritasını gezdirirler ve yapılan her küçük değişiklik çocuğun daha fazla stres yaşamasına neden olur.
8- Bazı çocuklar çok saldırgan olurlar. Kendilerine, başkalarına ya da eşyalara zarar verebilirler.
9- Tehlike ve korku duygusu hissetmezler.
10- Yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları yenmez şeyleri yemekten hoşlanabilir.
11- Kullandıkları kelimeler çok sınırlıdır ve genellikle etraflarında sık duydukları sözleri kullanırlar.Bazen de konuşulanları papağan gibi tekrarlayabilirler.
12- Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler.
13- Çoğunlukla insanları değil de objeleri ve cansız varlıkları tercih etmektedirler.
14- Yaşadıkları duygular genellikle anında ve kesindir. İhtiyaçları önceliklidir.
15- Parlak şeylere çok ilgi duyarlar. İlgileri belli bir şeye yöneliktir ve bu şey ortadan kaldırılırsa çocuk kriz geçirir. Otistik çocuklar bazı şeylere çok bağlıdır. Konserve kutuları, boş deterjan kutuları, plastik şişeler ve plastik kapaklar gb. Sevdiği bir şey kaybolursa bulunana kadar huzura kavuşmazlar.
16- Yüksek sese karşı ilgisiz olanlar olduğu gibi bazı seslere şiddetli tepki gösterenler de vardır. Bazısına motosiklet ve köpek havlaması işkence gibi gelir.
17- Hayatı boyunca konuşamayanlar olabilir.
18- Otizmli çocuk, yürüyüşüne dikkat etmeden merdivenleri inip çıkabilir, bisikletini dikkatini vermeden sürer. Hatta pek çoğu karanlıkta eşyalarını bulabilir.
19- Dokunulmayı sevmese de sıkı sarılmalardan hoşlananları vardır.
20- Ellerini çırparlar, yüz göz hareketleri yaparlar ve başları dönmeden kendi etraflarında dönerler. Çoğu parmak uçlarında yürür. Bir çok otistik ellerini ya da eşyaları gözlerine çok yakın tutarlar. Bir kısmı güzel yürür, tırmanabilir ama bir kısmı da sakar olup dengesiz yürür tırmanmayı sevmez.
Otizmin belirtileri nelerdir?
1- Sosyal ilişkilerde güçlük konuşma güçlüğü.
2- Sessiz iletişimde zorlanma.
3- Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma.
4- Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme.
Otizm yaygın bir hastalık mıdır?
Otizm dört önemli gelişimsel bozukluktan biridir. Her bin doğumdan bir veya ikisinde görülür. Dünya Sağlık Örgütü'nün Raporu'na göre Türkiyede yaklaşık 100.000 otistik insanın yaşadığı sanılmaktadır.
Otizm ve zeka geriliği arasındaki fark nedir?
Zeka geriliği olan bireylerde göreli olarak dengeli beceri gelişimi sağlanabilirken, otistik bireyler dengesiz beceri gelişimi gösterirler belirli konularda yetersizlik genellikle diğer insanlarla iletişim ve ilişkilerde ve bazı alanlarda da olağanüstü beceriklilik. Otizmi zeka geriliğinden veya diğer bozukluklardan ayırdetmek, uygun olmayan ve etkisiz sağaltım tekniklerinin uygulanmaması açısından son derece önemlidir.
Kaynak: http://otizm.nedir.com/#ixzz3EQI6kqlr


Down Sendromu
Down sendromu, genetik bir farklılık sonucunda insanda 21. kromozom çiftinde bir fazla kromozomun bulunması sonucunda ortaya çıkar. Vücutta fonksiyonel ve yapısal değişiklikler gözlemlenir. Bu kişiler zihinsel kavramada eksiklik, kendine has yüz görünümü ve öğrenme güçlüğü ile karakterize edilir. İnsanlarda bulunan hücreler genlerden meydana gelmiştir. İnsanın taşıdığı fiziksel özellikler, kişilik yapısı genlerde yer alır. Genler ise kromozomlarla birbirine bağlıdır. Kromozomlar çiftler halinde kümelenmiş olup, 23 çift kromozom bulunmaktadır. Yani toplam 46 kromozom olmalıdır. Down sendromlu kişilerde bu sayı 47 tanedir. Buradan anlaşılacağı gibi hatalıktan ziyade, sadece genetik farklılıktan oluşan bir durum söz konusudur. Buna 800-1000 doğumda bir rastlanmaktadır. Annenin yaşının büyük olması en büyük etkenlerden biridir. Hamilelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir durumdur. Çocuklarda hafif veya orta şiddette zeka geriliği bulunabilir.
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (BOZUKLUĞU) NEDİR ?



Özel Öğrenme Güçlüğü (Özgül Öğrenme Güçlüğü - Öğrenme Bozukluğu)
Öğrenme sorunları 0-6 yaş grubunda da gözlemlenebilir ancak tam bir anlamlandırmanın olabilmesi için çocuğun okuma-yazma etkinliklerine başlamasını beklemek gerekir. Özel öğrenme bozukluğu, bir zeka sorunu değildir ve doğru tanı konulması için duyusal organlarda organik bir bozukluğun kesinlikle olmaması gerekir. Her özel öğrenme güçlüğü gösteren çocuğun özellikleri birbirinden farklıdır. Bu çocukların yeterli zeka düzeyinde olduklarını, konuşma, bedensel gelişim özellikleri veya ifade etme becerileri konusunda hiçbir farklılık olmadığını, öğreniyor göründüklerini ancak hiçbir şeyi kavrayamadıklarını ifade edilebilir. Özel öğrenme güçlüğünün 3 türü vardır. Disleksi okuma sorunları, Disgrafi yazma sorunları
Diskalkuli matematik sorunlarıdır.
Özel öğrenme güçlüğü çeken çocukların, uyaranların beyindeki ilgili alanlarda algılamada sorunları vardır. Bu sorunlar çeşitli alanlarda gözlemlenebilir.
Görsel Algı Sorunları
Çocuk gördüğü şeyin şekil ve pozisyonunu algılamada güçlük çekebilir. Harfleri ters ya da dönmüş olarak algılayabilir. Örneğin b-p, 3-5 6-9, gibi harf ve rakamları ters çevirir. Sözcükleri ters çevirebilir, koç- çok gibi. Bu güçlükler çocuk okula başladığında fark edilir. Okul öncesinde şekil, çizgi, pozisyon algılama olgunluğu henüz yerleşmemiş olabilir. Okula başladıklarında bu olgunluğa ulaşmış sayılırlar. Birinci sınıf acemilik dönemidir. İkinci sınıfın birinci döneminden itibaren bu sorunların görülmemesi gerekir.
Bir bütünün önemli olan bir parçasına odaklaşmada zorluklar şekil-zemin algısı ile ilgilidir. Okuma da yine şekil-zemin ilişkisi ile ilgilidir. Çünkü okuma söz dizilerine odaklaşmayı, soldan sağa ilerlemeyi ve satır satır izlemeyi gerektirir. Bu alanda sorunu olan çocuklar okumada atlama, satır tekrarlama, sözcük atlama türünden hatalar yaparlar.
Uzaklık-derinlik-boyut algısında sorun varsa, çocuk derinliği kestiremediği için eşyalar çarpar sandalyeden düşer. Açık alanda oynarken mekandaki pozisyonlarını algılamada, sağı-solu ayırt etmede güçlük çeker. Top yakalamak, ip atlamak, yap-boz yerleştirmek, çekiç kullanmak bu problemi olan çocukların zorlandıkları işlerdir.
İşitsel Algı Sorunları
İşitsel algı bozukluğu da iki şekilde görülür.
Duyulan sesleri yanlış algılayabilir. Benzer sesler arasındaki farkı ayırt etmeye bağlı güçlüğü olan çocuklar sesleri birbirine karıştırabilirler. Örneğin; soba yerine sopa, kova yerine kofa, bavul yerine davul gibi. Aynı anda işitilen farklı seslerden birine odaklanma güçlüğü olarak tanımlanan ikinci durumda ise, çocuk farklı seslerin figür zemin ayrımını yapmakta güçlük çekebilir. Uzun komutlar verildiğinde bir kısmını duyamadığı için yapmayabilir.
Dokunsal Algı Sorunları
Bu sorunu olan çocuklar gözleri kapalı iken dokunma duyusu yardımıyla eline verilen nesneleri tanımlaması istendiğinde tanımlayamaz.
Beyne giden bilgi kaydedilince anlaşılması gerekir. Bunun için üç aşama tanımlanmaktadır.
Sıraya koyma, soyutlama ve organizasyon. Bu aşamalardan geçen bilgi bütünleşir. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarda bu aşamaların birinde ya da tümünde sorunlar söz konusudur.
Sıraya koyma’da sorun varsa, dilediği hikayeyi anlatması istendiğinde başını-sonunu karıştırır. Örneğin, cumadan sonraki gün sorulduğunda bilemez, ancak pazartesinden itibaren sayarak bulabilir.
Soyutlama sorunu, özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarda sıklıkla gözlenmez. Çünkü soyutlama temel zihinsel bir işlemdir. Bu alandaki sorunlar daha çok MR sonuçları ile belirlenebilir.
Organizasyon, önce edinilen bilgilerle yeni kazanılan bilgilerin bağlantılarının oluşturularak gruplanmasını ve organizasyonunu kapsar. Ödevlerin unutulması, zamanın iyi kullanılmaması, defterin, odanın, masanın düzensizlikleri organizasyon bozukluğuna işaret etmektedir.
Gelen bilgi beyinde kaydedilir, yorumlanır ve daha sonra kullanılmak üzere bellekte depolanır. Özel öğrenme güçlüğünde daha çok kısa süreli bellek sorunları görülür. Bu çocuklarda genellikle kısa süreli işitsel-görsel bellek sorunları ortaya çıkar.
Öğrenilen bilgiler, sözcüklerle (dille) ya da kas faaliyetleri ile (yazma-çizme, jest ve mimikler) ifade edilirler. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar bu alanlarda güçlük yaşayabilirler. Dil alanında; kendini ifadede, kendiliğinden konuşma başlatmada, soru yöneltildiğinde uygun yanıtı verebilmede güçlükleri olabilir. Anne-baba ve öğretmeni şaşırtan, soru sorulduğunda bloke olan çocuğun spontan konuşmaya başladıktan sonra gayet akıcı bir şekilde düşüncesini ifade edebilmesidir. Sakarlık sık rastlanan bir belirtidir. Düğme ilikleme, makas kullanma, çatal –kaşık kullanma, kalem tutma, resim yapma becerilerinde zorlanabilirler. Ayrıca ya hızlı ve bozuk yazarlar ya da çok yavaş yazarlar.
Özel Öğrenme Güçlüğünün Belirtileri
-
Okumayı öğrenmede gecikme, okuma hızının düşüklüğü, yanlış okuma ve okuduğunu anlayamama söz konusudur.
-
Okurken satır atlama, yerini kaybetme görülür.
-
Harflerin sırasını karıştırır. (için-çini vb.)
-
Yazmayı öğrenmede gecikme, yazı yazmaya karşı isteksizlik ve görsel sembolleri karıştırma vardır. (b-d, ı-i, m-n, 6-9 gibi)
-
Sözcükleri ters çevirir.
-
Sözlü-yazılı ifadelerde güçlükler vardır. Dikkat ve konsantrasyon güçlükleri sıklıkla gözlemlenir.
-
Gün, ay, yıl gibi zaman kavramlarını karıştırabilir.
-
Gördüğü şeyi yanlış algılamada, uzaklığı ve derinliği algılamada mekanı algılamada, sağı-solu ve yönleri ayırt etmede sorunlar dikkati çeker.
-
Sıraya koymada ve organize etmede sorunları olabilir.
-
Öyküleri duyduğu gibi anlatamaz. Başını, ortasını, sonunu karıştırır.
-
Saati, çarpım tablosunu öğrenmede güçlükleri olur.
-
Arkadaş ilişkilerinde uyum sorunları yaşayabilir.
-
Bazen de akademik başarısızlıklarını örtmek için farklı davranışlar göstererek, şamatacı, dersi kaynatmaya çalışan, dikkati çeken bir çocuklar olabilirler.
-
Öfke nöbetleri ya da içe kapanma görülebilir.
-
Kavramları öğrenmede güçlük vardır.
-
İpuçlarını değerlendirmede yavaşlık görülebilir.
Ayrıca Özel Öğrenme Güçlüğü’ne Bağlı Olarak
-
Düşük benlik saygısı
-
Sosyal becerilerde eksiklik
-
Okulu terk etme davranışı
-
Yetişkinlikte işsizlik ve uyum güçlükleri
-
Konuşma gelişiminde gecikme
-
Genel koordinasyon bozukluğu görülebilir.
Çocuğun yaşadığı başarısızlık ve hayal kırklığı sonucunda, Özel Öğrenme Güçlüğü’ne sıklıkla duygusal, sosyal ve aile içi sorunlar da eşlik eder.
Tedavi
Özel öğrenme güçlüğü olan çocukların yaşıtlarından ve sınıf düzeylerinden farklılıklarının nesnel ölçümlerle saptanarak erken tanı ve tedaviye ulaşılması gerekmektedir. Özel öğrenme güçlüğünün tedavisi eğitimdir. Bu eğitim okulda verilen eğitimden farklıdır. Çocuk normal okulda eğitimine devam ederken bireysel ya da grup halinde özel bir eğitime alınır.
Eğitimleri, görsel-işitsel algılarının geliştirilmesini, dikkat, bellek ve ardışıklık yeteneklerinin artırılmasını, motor koordinasyon becerilerinin geliştirilmesini içermektedir. Ayrıca dinleme, konuşma, okuma-yazma (dil) becerilerinin, kavram ve düşünme süreçlerinin geliştirilmesinin desteklenmesi de bu süreç eğitimi içerisinde yer almaktadır.Ayrıca fonetik (ses bilgisi) farkındalığın artırılması, dil, konuşma, okuma-yazma becerilerinin geliştirilmesi, kavram ve dil süreçlerinin gelişiminin desteklenmesi bu eğitim içinde yer almalı, algıları destekleyici ya da iyileştirici bu çalışmalar yapılmalıdır.
Özel öğrenme güçlüğünü tamamen ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak bu sorunun yanı sıra aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği, depresyon gibi psikiyatrik bozukluklar eşlik ediyorsa ilaç tedavisi düşünülmelidir.
Kaynak : Yrd. Doç. Dr. Adnan ÇOBAN
Psikiyatrist - Psikoterapist
Haliç Üniversitesi Akademik Direktörü ve Tıp Fakültesi Dekan Yrd.

FAALİYET TAKVİMİ
29-Eylül-2014 Pazartesi
Engelliler sarayında sinema günü.
30-Eylül-2014 Salı
Bağcılar Belediyesi Kültür merkezinde tiyatro günü
01-Ekim-2014 Çarşamba
Havacılık Müzesi Gezisi